Tüm Çerkezköy halkının ve geleceğimizin mimarları sevgili çocuklarımızın bayramını en içten duygularımla kutluyor, bu günleri bizlere armağan eden Büyük Önderimiz Atatürk'ün aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyorum. Bugünün tarihi önemine değinmek gerekirse;
Osmanlı Mebusan Meclisi'nin, İstanbul'un işgali ile çalışamaz duruma düşmesi ve dağıtılması Mustafa Kemal Paşanın ne kadar ileri görüşlü olduğunu göstermişti. İstanbul'un işgali, Mustafa Kemal Paşaya kurtuluş için düşündüklerini yapabilme fırsatını vermiştir.
Yeni meclis 19 Mart tarihli genelge ile seçilen 330 milletvekiliyle, Millî Mücadele Hareketi’nin lideri olan Mustafa Kemal Paşa hem Erzurum’dan hem de Ankara’dan milletvekili seçilmiş ancak kendisi Ankara milletvekili olarak meclise girmiştir. Ankara’ya gelebilen milletvekilleriyle birlikte meclisin 23 Nisan Cuma günü açılmasına karar verildikten sonra bu karar Mustafa Kemal Paşa tarafından 21 Nisan 1920’de çok acele kaydıyla Kolordulara, Bütün Valiliklere, Bağımsız Sancaklara Müdafaa-i Hukuk Merkez Hey’etlerine, Belediye Başkanlıklarına bildirilmişti.
Mebuslar Meclisi'nden kaçabilen milletvekilleri ve yeni seçilen milletvekillerinin katılımıyla 23 Nisan 1920 Cuma günü saat 13.45’te Ankara’da bulunan 115 milletvekilinin katılımıyla açılmıştır. Meclis’te bulunan milletvekillerinin yaşça en büyüğü olan Sinop Mebusu Şerif Bey, kürsüye gelerek açış konuşmasını yapmıştır. Şerif Bey’in yaptığı açış konuşması şöyledir:
"Burada bulunan saygıdeğer Efendiler,
İstanbul’un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler işgal olunduğu ve bütün temelleriyle halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepinizce bilinmektedir. Bu duruma baş eğmek, milletimizin teklif edilen yabancı esaretini kabul etmesi demekti. Ancak ezelden beri hür ve bağımsız yaşamış olan milletimiz esaret altına alınmayı büyük bir şiddet ve kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplayarak yüce meclisini meydana getirmiştir. Bu yüce meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah’ın yardımıyla milletimizin içte ve dışta tam bağımsız olarak kaderini (geleceğini) bizzat üstlendiğini ve idare etmeye başladığını bütün dünyaya ilân ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum."
Daha sonra kürsüye gelen Mustafa Kemal söz alarak, olağanüstü yetkilere sahip bu meclisin yeniden seçilen milletvekilleriyle birlikte devlet merkezinden (İstanbul) kurtularak Ankara’ya gelen ve gelebilecek olan milletvekillerinin hep birlikte bu meclisi oluşturduklarına dair bir açıklama yapmıştır. Bu konuşmadan sonra 24 Nisan 1920’de toplanmak üzere Meclis 14.30 ‘da tatil edilmiştir.
Mustafa Kemal 24 Nisan 1920 tarihli konuşmasında hükümetin kurulmasıyla ilgili bir de teklif sunmuştur. Mustafa Kemal’in hükümetin kurulmasıyla ilgili esasları içeren teklifi şöyledir:
oHükümet kurmak gereklidir.
oGeçici kaydıyla bir hükümet başkanı tanımak veya padişah vekili atamak doğru değildir. (Süreklilik ilkesi benimsendi) oTBMM’nin üstünde bir güç yoktur.
(Milli egemenlik ilkesi)
oTBMM, yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.(Güçler birliği ilkesi)
oMeclis, yürütme yetkisini hükümet aracılığı ile kullanır, meclis başkanı aynı zamanda hükümetinde başkanıdır. (Meclis Hükümeti Sistemi)
oPadişah ve halife, baskı ve zordan kurtulduğu zaman meclisin düzenleyeceği yasaya uygun olarak durumunu alır.
Not:Padişah ve halife, baskı ve zorlamadan kurtulduğu zaman, Meclisin düzenleyeceği kanuni esaslar içerisinde yerini alır."
Nutuk’ta bu ilkelere dayanan bir hükümetin niteliğinin kolayca anlaşılabileceğini söyleyen Atatürk bunun, "millî hakimiyet temeline dayanan halk hükümeti, cumhuriyet olduğunu" belirtmektedir.
24 Nisan 1920 günü yapılan Meclis başkanlığı seçimine Mustafa Kemal Paşa aday gösterilmiş ve yapılan oylama neticesinde o gün mecliste bulunan 120 milletvekilinden 110’nunun oyunu alarak Büyük Millet Meclisi başkanlığına seçilmiştir.
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yapısal özellikleri ile sosyo-ekonomik özelliklerinden de kısaca bahsetmek, Millî Mücadele Dönemi’nin bu önemli organını daha iyi tanımamızı sağlayacaktır.
23 Nisan 1920’de açılan Meclisin isminin ne olacağı konusunda milletvekilleri arasında bir görüş birliği oluşmamış, Meclise farklı farklı isimlerin verilmesi milletvekillerince önerilmiştir.
Meclisin açılmasından önce Meclisin isminin "Büyük Millet Meclisi" olması fikri, ilk açılış konuşması yapan Sinop Mebusu Şerif Bey’in, konuşmasının sonunda "Büyük Millet Meclisini açıyorum" deyişinden anlaşılmaktadır.
Ancak ülkenin olağanüstü şartlarında bu Meclise katılan üye sayısı sürekli değişiklik göstermiş, bu da Meclisle ilgili araştırmalarda ve yakın dönem Tarih araştırmalarında meclis üye sayılarının farklılıklar göstermesine yol açmıştır. Nitekim bu mecliste yer alan milletvekillerinden Ali Fuat Paşa, 337 sayısını vermesine karşılık, Mazhar Müfit Kansu 399 üyenin meclis çalışmalarına katıldığını, katılmayanların ise sayısının 38 olduğunu ve toplam sayının 437’ye ulaştığını söylemektedir.
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne değişik toplumsal gruplardan ve kesimlerden ve yine değişik meslek mensuplarından olan kişiler milletvekili olarak girmişlerdir. Bu değişik toplumsal ve meslek gruplarının dağılımı şöyledir: 60 asker, 38 yüksek memur, 44 mülki yönetici, 2 diplomat, 4 öğretim üyesi, 13 öğretmen, 17 hakim-savcı, 27 diğer memur, 29 avukat, 11 gazeteci, 3 bankacı, 16 doktor, 2 mühendis,42 çiftçi, 36 tüccar, 5 aşiret reisi, 49 din adamı, 1 işçi, 7 belediye başkanı, 31 bilinmeyendir.
TBMM,
Yeni Türk Devletinin kurulmasını sağlamıştır.
Öncelikli amacı vatanı işgalden kurtarmaktır.
Tek devrimi, saltanatı kaldırmak olmuştur.
Olağanüstü yetkilere sahiptir.(Kurucu Meclis)
Bu meclis açılınca Temsil Kurulu’nun görevi sona ermiştir.
Yeni Türk Devleti’nin ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasi’yi hazırlamıştır.
Ulusal Kurtuluş savaşını yönetmiş ve kazanmıştır.
Lozan Antlaşması bu dönemde imzalanmış, bundan sonra seçimlere giderek kendini yenilemiştir.
14 Mayıs 2012, 12:46
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.