Ücretmen değil öğretmeniz
Yapılan basın açıklamasında ‘Ücretli öğretmenlik’ uygulamasının öğretmenliğe yapılan en büyük aşağılama olduğunu dile getiren AYÖP Çerkezköy Temsilciliği, bu uygulama sebebiyle hem buna mecbur bırakılan, haklarını alamayan öğretmenlerin hem de öğrencilerin psikolojilerinin bozulduğunu savundu. AYÖP, vatandaşlara seslendiği açıklamada "Lütfen en yakın il ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerine giderek veya Milli Eğitim Bakanlığı şikâyet hattı ALO 147’yi arayarak ücretli öğretmen istemediğinizi, kadrolu öğretmen istediğinizi söyleyin. Bizlere, geleceğimize sahip çıkın" ifadelerine yer verdi

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) Çerkezköy Temsilciliği ücretli öğretmenlik ile ilgili bir basın açıklaması yaparak, vatandaşlara kadrolu öğretmen istemeleri yönünde çağrıda bulundu.
ÖĞRETMENLİĞE YAPILAN
EN BÜYÜK AŞAĞILAMA
‘ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK’TİR
Açıklamasının başında, kutsal sayılan öğretmenlik mesleğinin gün geçtikçe itibar kaybettiğini ve öğretmenliğe yapılan en büyük aşağılamanın ‘Ücretli öğretmenlik’ uygulaması olduğunu söyleyen Havva Ak, "Bizler yıllarca bin bir emekle okuyan, üniversite eğitimi sonrasında açıkta bırakılan görmezlikten gelinen genç öğretmenleriz. KPSS gibi zorla dayatılan ancak hiçbir bilgimizi becerimizi ölçmeyen bir sınavdan gerekli puanı alamadı diye yetersiz görülen öğretmenleriz. Fakat ücretli öğretmenlik yapınca, kısacası Milli Eğitim Bakanlığı’nın mali yükünü azaltınca, öğretmenlik yapmak için yeterli görülen, ölüm gösterilip sıtmaya razı edilen, emeğinin karşılığını alamayan, ataması yapılmayan öğretmenleriz. Her ne kadar bu duruma karşı olsak da çeşitli sebeplerle bu uygulamaların içinde yer almaktayız ve izlenen plansız programsız eğitim politikaları sebebiyle her geçen gün sayımız artmakta, kutsal bir meslek olan öğretmenlik gün geçtikçe itibar kaybetmektedir. Öğretmenlik mesleğine yapılan en büyük aşağılama ise ücretli öğretmenlik uygulamasıdır" şeklinde konuştu.
ÜCRETLİ ÖĞRETMEN KİMDİR
Ardından, ‘Ücretli öğretmen’in tanımını yapan Ak, "Ücretli öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullara kadrolu öğretmen atamak yerine daha az maaşla çalıştırdığı, kadrolu meslektaşlarıyla aynı işi yaptığı halde aynı haklara sahip olamayan girdiği ders başına ücret alan kişidir. 4 yıl öğretmenlik eğitimi almış kişilerin yaptığı gibi öğretmenlik mesleğiyle alakası olmayan 2 yıllık ve 4 yıllık üniversite mezunu herkesin yapabileceği, okula devam zorunluluğu olmayan yani istediği zaman çalışmayı bırakabilen veya bırakmaya mecbur bırakılan öğretmendir" ifadelerine yer verdi.
OLAN YİNE ÖĞRENCİLERE VE ÖĞRETMENLERE OLUYOR
Ak, bu uygulama sebebiyle hem buna mecbur bırakılan, haklarını alamayan öğretmenlerin hem de öğrencilerin psikolojilerinin bozulduğunu savunurken, bu durumunun olumsuz sonuçlarının yine öğretmenlere ve öğrencilere yansıdığını belirterek, "Hangi anne baba çocuğu yılda 3-4 öğretmen değiştirsin ister ya da hangi çocuk 1. sınıftan 3. sınıfa gelene kadar 7- 8 öğretmen değiştirmek ister? Öğrenciler, öğretmenleriyle tanışıyor, zamanla ona alışıyor onu bir anne bir baba gibi görüp bağlanıyorlar derken öğretmen ücretli öğretmen olduğu için görevinden alınıyor veya kendi isteğiyle çeşitli sebeplerden görevini bırakmak mecburiyetinde kalıyor. Öğretmeninden ayrılan öğrenci belli bir süre kendine gelemiyor. Ders notlarında, okul hevesinde bir düzensizlik meydana geliyor. Bir de bu durum sanki öğrencinin suçuymuş gibi onların notlarına, psikolojilerine yansıyor. Olan yine biz öğretmenlere bizlerin ve sizlerin evlatlarına geleceğimize oluyor.
KADROLU ÖĞRETMEN İSTEYİN GELECEĞE SAHİP ÇIKIN
Açıklamasının devamında, "Bizler artık diktiğimiz fidanlar yeşermeden kurusun istemiyoruz. Gölgesinde dinlenebileceğimiz ağaçlar yetiştirmek istiyoruz ve bunun için sizlerin desteğine ihtiyacımız var" ifadelerine yer veren Ak, vatandaşlara ‘ücretli öğretmen istemediklerini gerekli kurumlara iletmesi yönünde çağrıda bulundu ve " Siz de diktiğimiz fidanların kurumasını istemiyorsanız, çocuklarınızın yılda 2, 3 öğretmen değiştirmesini, psikolojilerinin bozulmasını istemiyorsanız lütfen en yakın il ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerine giderek veya Milli Eğitim Bakanlığı şikâyet hattı ALO 147’yi arayarak ücretli öğretmen istemediğinizi, kadrolu öğretmen istediğinizi söyleyerek, bizlere, geleceğimize sahip çıkın. Haydi Türkiye öğretmenine öğrencine geleceğine sahip çık" cümlelerine yer verdi.
ÖĞRETMENLİĞE YAPILAN
EN BÜYÜK AŞAĞILAMA
‘ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK’TİR
Açıklamasının başında, kutsal sayılan öğretmenlik mesleğinin gün geçtikçe itibar kaybettiğini ve öğretmenliğe yapılan en büyük aşağılamanın ‘Ücretli öğretmenlik’ uygulaması olduğunu söyleyen Havva Ak, "Bizler yıllarca bin bir emekle okuyan, üniversite eğitimi sonrasında açıkta bırakılan görmezlikten gelinen genç öğretmenleriz. KPSS gibi zorla dayatılan ancak hiçbir bilgimizi becerimizi ölçmeyen bir sınavdan gerekli puanı alamadı diye yetersiz görülen öğretmenleriz. Fakat ücretli öğretmenlik yapınca, kısacası Milli Eğitim Bakanlığı’nın mali yükünü azaltınca, öğretmenlik yapmak için yeterli görülen, ölüm gösterilip sıtmaya razı edilen, emeğinin karşılığını alamayan, ataması yapılmayan öğretmenleriz. Her ne kadar bu duruma karşı olsak da çeşitli sebeplerle bu uygulamaların içinde yer almaktayız ve izlenen plansız programsız eğitim politikaları sebebiyle her geçen gün sayımız artmakta, kutsal bir meslek olan öğretmenlik gün geçtikçe itibar kaybetmektedir. Öğretmenlik mesleğine yapılan en büyük aşağılama ise ücretli öğretmenlik uygulamasıdır" şeklinde konuştu.
ÜCRETLİ ÖĞRETMEN KİMDİR
Ardından, ‘Ücretli öğretmen’in tanımını yapan Ak, "Ücretli öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullara kadrolu öğretmen atamak yerine daha az maaşla çalıştırdığı, kadrolu meslektaşlarıyla aynı işi yaptığı halde aynı haklara sahip olamayan girdiği ders başına ücret alan kişidir. 4 yıl öğretmenlik eğitimi almış kişilerin yaptığı gibi öğretmenlik mesleğiyle alakası olmayan 2 yıllık ve 4 yıllık üniversite mezunu herkesin yapabileceği, okula devam zorunluluğu olmayan yani istediği zaman çalışmayı bırakabilen veya bırakmaya mecbur bırakılan öğretmendir" ifadelerine yer verdi.
OLAN YİNE ÖĞRENCİLERE VE ÖĞRETMENLERE OLUYOR
Ak, bu uygulama sebebiyle hem buna mecbur bırakılan, haklarını alamayan öğretmenlerin hem de öğrencilerin psikolojilerinin bozulduğunu savunurken, bu durumunun olumsuz sonuçlarının yine öğretmenlere ve öğrencilere yansıdığını belirterek, "Hangi anne baba çocuğu yılda 3-4 öğretmen değiştirsin ister ya da hangi çocuk 1. sınıftan 3. sınıfa gelene kadar 7- 8 öğretmen değiştirmek ister? Öğrenciler, öğretmenleriyle tanışıyor, zamanla ona alışıyor onu bir anne bir baba gibi görüp bağlanıyorlar derken öğretmen ücretli öğretmen olduğu için görevinden alınıyor veya kendi isteğiyle çeşitli sebeplerden görevini bırakmak mecburiyetinde kalıyor. Öğretmeninden ayrılan öğrenci belli bir süre kendine gelemiyor. Ders notlarında, okul hevesinde bir düzensizlik meydana geliyor. Bir de bu durum sanki öğrencinin suçuymuş gibi onların notlarına, psikolojilerine yansıyor. Olan yine biz öğretmenlere bizlerin ve sizlerin evlatlarına geleceğimize oluyor.
KADROLU ÖĞRETMEN İSTEYİN GELECEĞE SAHİP ÇIKIN
Açıklamasının devamında, "Bizler artık diktiğimiz fidanlar yeşermeden kurusun istemiyoruz. Gölgesinde dinlenebileceğimiz ağaçlar yetiştirmek istiyoruz ve bunun için sizlerin desteğine ihtiyacımız var" ifadelerine yer veren Ak, vatandaşlara ‘ücretli öğretmen istemediklerini gerekli kurumlara iletmesi yönünde çağrıda bulundu ve " Siz de diktiğimiz fidanların kurumasını istemiyorsanız, çocuklarınızın yılda 2, 3 öğretmen değiştirmesini, psikolojilerinin bozulmasını istemiyorsanız lütfen en yakın il ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerine giderek veya Milli Eğitim Bakanlığı şikâyet hattı ALO 147’yi arayarak ücretli öğretmen istemediğinizi, kadrolu öğretmen istediğinizi söyleyerek, bizlere, geleceğimize sahip çıkın. Haydi Türkiye öğretmenine öğrencine geleceğine sahip çık" cümlelerine yer verdi.