Ergene bertaraf edilmeden Yeni çevre felaketleri gündemde

CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, “Ergene Nehri'nin insan sağlığına ve çevre sağlığına zararlı etkileri bertaraf edilmeden Tekirdağ, yeni çevre felaketleriyle baş başa bırakılıyor” dedi. Genel Kurul’da Tekirdağ’ı anlatan Yüceer, yargı kararlarına rağmen insan sağlığı, çevre sağlığı umursanmadan birinci sınıf tarım arazilerine, yaşam, yerleşim yerlerinin dibine termik santrallerin kurulmaya çalışıldığını belirtti.

 Ergene bertaraf edilmeden Yeni çevre felaketleri gündemde
17 Kasım 2014 Pazartesi 08:45

CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Genel Kurul’da Tekirdağ’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 92. Yıl dönümü nedeniyle gündem dışı söz aldı. “13 Kasım, Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı'na kadını erkeği, genci yaşlısı ile omuz veren, can veren Tekirdağlılar, Tekirdağ için onur günüdür” diyen Yüceer, “Hemşerilerim verdikleri bu mücadelenin ödülünü özgürlüklerine kavuşarak ve bununla beraber işgal altındaki her karış vatan toprağını kurtararak almıştır. Üstün bir mücadeleyle bu güzel vatanı ve güzel ilimizi bizlere bırakan atalarımızı buradan bir kez daha saygıyla, minnetle anmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

TEKİRDAĞ ALLAH’IN BİZE BİR LÜTFU

TBMM’de Tekirdağ’ın güzelliklerini anlatan Yüceer, ayçiçeği tarlalarının, kanola bahçelerinin sarıya boyadığı verimli toprakları, masmavi denizi, yaz kış solmayan yeşiliyle ormanlarıyla Saray'dan Şarköy'e Tekirdağ’ın bir doğa harikası, Allah'ın bir lütfu olduğunu söyledi. Yüceer, Tekirdağ’ın 900 bini aşan nüfusuyla ulusal, uluslararası piyasalara üretim yapan 1.500'ün üzerindeki firması, 130 bin çalışanı, ulaşım imkânları, doğal, tarihî, kültürel zenginlikleriyle, ülkemizin ekonomik ve kültürel zenginliklerine katkı sağladığını kaydetti.

TEKİRDAĞ 7/24 ÜRETİYOR

Tekirdağ’ın yedi gün yirmi dört saat yaşayan, üreten bir şehir olduğunu belirten Yüceer şöyle devam etti:

“Her türlü zorluğa karşı üreten, yatırıma devam eden, vergisini düzenli ödeyen, ülke ekonomisine katkı sunan ama bunun karşılığını yeterince alamayan bir şehir. Bugün, vergi tahakkukunda 9'uncu sırada ama kamu yatırımlarını alan iller sıralamasında 52. sırada. Yani ödediğimiz vergiler kamu yatırımı olarak bize dönmüyor. Burada, şüphesiz ki, Tekirdağ'a, Tekirdağlı hemşerilerime bir haksızlık söz konusu ama haksızlık sadece bu konuda değil. “

ERGENE’Yİ 2 YIL DAHA KİRLETİN YÖNETMELİĞİ

Tekirdağ’ın topraklarının ve Tekirdağlıların büyük bir tehdit altında olduğunu, plansız ve kontrolsüz sanayileşme ve kentleşme sonucu, evsel, endüstriyel ve tarımsal kökenli atık suların Ergene'ye deşarjıyla, Ergene Nehri’nin zehir saçtığını vurgulayan Yüceer, Tekirdağ’da kanser vakalarının arttığını, toprak verimliliğinin düştüğünü söyledi. “Maalesef, artık Ergene'de sulu tarım yapılamıyor, yer altı suları kirlenme sebebiyle kullanılamıyor” diyen Yüceer, “On iki senedir Ergene'yi temizliyoruz, temizledik diyenler bırakın Ergene'yi temizlemeyi, tam tersi kararlarla fabrikalara iki yıl daha Ergene'yi kirletme hakkı veriyor. Tesislerin kirletici parametrelerinden olan kimyasal oksijen ihtiyacı parametre limitlerinin 2014'e kadar azaltılmaları gerekirken bu süre 2016'ya kadar ertelendi. Ergene Nehri'nin insan sağlığına ve çevre sağlığına zararlı etkileri bertaraf edilmeden ilimiz yeni çevre felaketleriyle baş başa bırakılıyor” ifadelerini kullandı.

YERLEŞİM YERLERİNİN DİBİNE TERMİK SANTRAL

Tekirdağ bölgesinde yer almayacak yasaklı sanayi türleri arasında olan termik santrallerin, plan değişikliğiyle "Enerji depolama ve üretim alanları hariç" ibaresi eklenerek açılmaya çalışıldığının altını çizen Yüceer, yargı kararlarına rağmen insan sağlığı, çevre sağlığı umursanmadan birinci sınıf tarım arazilerine, yaşam, yerleşim yerlerinin dibine termik santrallerin kurulmaya çalışıldığını belirtti. Yüceer, “Şarköy Kızılcaterzi, Malkara İbrice, Marmara Ereğlisi, şimdi de Ergene ilçemizdeki vatandaşlarımız bununla mücadele ediyorlar” dedi.

SARAY’DA DOĞA KATLİAMI

Doğa katliamının bir diğer örneğinin de Saray’da yaşandığını belirten Yüceer şöyle devam etti:

“Adını yanı başındaki ormandan alan Güngörmez Köyü’nde. Ormanda o kadar sık ağaçlar var ki kafanızı kaldırdığınızda gökyüzünü göremiyorsunuz. İşte, bu ormanımız şimdi kuvarsit ocağı tehlikesiyle uğraşmak zorunda. Bölgemizde su kaynakları kirleniyor, binlerce ağaç kesiliyor; bir yandan hemşerilerim bu doğa katliamlarıyla uğraşırken bir yandan da hasatları borçlarını ödeyemeyince ata yadigârı, baba yadigârı topraklarını, kanla, canla kazandıkları topraklarını parayla pulla satmak zorunda kalıyorlar.

GÜNEBAKANLAR GİBİ YÜZÜNÜ AYDINLIĞA DÖNEN TEKİRDAĞ

Ben buradan şunu söylemek istiyorum. ‘Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır’ sözü bugün için birilerine anlam ifade etmiyor olabilir ama Namık Kemal, Yahya Kemal ve Ulu Önder Mustafa Kemal ile ‘Üç Kemaller Diyarı’ olarak anılan şehrime çok fazla şey anlam ifade ediyor. Ben buradan tüm hemşehrilerime, yetiştirdikleri günebakanlar gibi yüzünü aydınlığa dönen hemşerilerime sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Tekirdağ'ımızın kurtuluşunun doksan ikinci yılını kutluyorum.”

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.