Cuma günüydü, hicri takvim 4 Şaban 1338’i gösteriyordu.
Ülke işgal altındaydı.
Milletin bağrından kopup gelen vekiller, Anadolu’nun ortasında çorak bir bozkır kasabası olan Ankara’da, yine milletin makus talihini değiştirecek bir adım atıyorlardı.
Başlarında Mustafa Kemal vardı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruluyordu.
Yani Miladi 23 Nisan 1920.
Sonradan biz o tarihi Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlayacaktık.
Ağır işgal yıllarında bile halka dayanan bir meclis.
Ve gelelim bu hafta sonuna.
16 Nisan 2017 Pazar günü yani 23 Nisan’dan 1 hafta öncesine.
Kendi çapımda aydın sorumluluğumla tarihe not düşmek için bu satırları kaleme alıyorum, Kardeşlerim, Pazar günü ülkemizin geleceği oylanacak.
Ya üniter yapımızın sigortası olan parlamenter demokrasiye dayanan, sosyal hukuk devleti, eksiklerine rağmen devam edecek.
Ya da federasyon ve bölünmeye kadar gidebilecek, bir bilinmezlik ve acabalar girdabına girilecek.
Tek adam rejimine doğru gidişin kapısı sonuna kadar açılacak.
Kardeşlerim, bu yolun geri dönüşü çok zor.
Ve yine tarihe not düşmek için yazıyorum, eğer evet çıkarsa tüm sorumluluk en az iktidar kadar muhalefet partilerinin liderlerindedir.
MHP’nin lideri sürecin fitilini ateşlemiş, CHP’nin lideri ise sürecin başından itibaren birçok yanlış yapmış, yetmezmiş gibi son olarak kontrollü darbe çıkışıyla da, gündemi saptırarak kararsız seçmeni olumsuz etkilemiştir.
Yani söyleyeceğim şudur: Sakın ola ki, ben şunu severim bunu sevmem diye düşünüp, ülkeyi bilinemez yarınlara sürükleyecek bir sonuca yol açacak yanlış eylemlerin içinde bulunmayın.
Demokrasimizi hep beraber güçlendirelim.
Oyumuzu kullanalım ve sahip çıkalım.
Saygılarımla
13 Nisan 2017, 08:52
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.