Münim Mustafa’nın; Cepheden Cepheye adlı savaş anılarını içeren kitabı yazar tarafından özetlenmiştir.
GİRİŞ
1. Dünya Savaşı'nda İngilizler’le savaştığımız Kanal, müttefiklerle savaştığımız Çanakkale ve Ruslarla mücadele ettiğimiz Kafkas cephelerinde ihtiyat zabiti olarak görev yapan Münim Mustafa, bu cephelerde yaşayıp gördüklerini bir aydın gözüyle sağlam bir muhakeme ve yerinde tahlillerle bu kitabı yazmıştır. İlk defa 1935 yılında “Hafta Mecmuası” nda yayınlanan bu anı kitabı, Münim Mustafa’nın 1.Dünya Savaşı’nın patlak verdiği sancılı günlerde hukuk öğrenimini yarıda bırakıp Süveyş Kanalı’na hareket etmesiyle başlamıştır. Ümmetçilik politikasının sona erdiği Kanal Cephesi’nden Çanakkale’de cenup bölgesindeki Zığındere’ye giden Mustafa, cephede ve cephe gerisinde yaşadıklarını, müttefiklerin insan haklarını hiçe sayan ihlallerini, yarımadanın boşaltılması sonrasında İstanbul’da geçirdiği birkaç gün, Kafkas Cephesi’ne hareket etmesini anlattığı bu anı kitabı Zığındere’deki savaşın şiddetini görmek açısından çok faydalı olacaktır.
BÖLÜM I.KANAL CEPHESİ
A.Yapılan Hazırlıklar ve Hareket Ediş
Mümin Mustafa’nın seferberlik ilanı sonucu Hukuk Mektebi’ni yarıda bırakması, rahatına düşkün öğrencilerin bile büyük fedakârlıklarla talim yapmaları ve karlı, sisli ve yağmurlu havada Haydarpaşa-Pozantı-Toroslar-Şam hattında zorluklarla Şam’a sürgün edilir gibi gönderilmeleri.
Yolda hecinden düşen Mustafa, Trommer Paşa’nın emriyle 10. Fırka’nın 30. Alayı emrine verilir. Deveden düştüğü için bir haftalık iznin 2 gününü istirahate, diğer günlerini Kudüs’ü gezmeye ayırır.
B.Yolda Yaşanan Sorunlar
Büyük Sahra Çölü’nde susuzluk, yön bulma, kuma batan ayakları çıkarıp adım atabilmek, sıcak yemek, yem, su, traş olamama sorunlarının yanı sıra sürekli top ateşi, düşman tayyare ve denizaltılarının takibinden dolayı yaşanılan sorunlardan bahsediliyor.
BÖLÜM II. KANAL TAARRUZU
Bir kısmı yaralı, bir kısmı esir, bir kısmı da topçu ateşinden dolayı batan şalopelerde boğulan askerlerimize daha fazla kayıp verdirmemek için Trommer Paşa’nın isteği üzerine Cemal Paşa’nın itirazına rağmen ordumuz geri çekilir.
BÖLÜM III. ÇANAKKALE CEPHESİ
A.Cepheye Yolculuk
8 Mayıs 1915 günü başlayan meşakkatli yolculuk, 22 Temmuz 1915 günü cephenin teslim alınması ile sonuçlanır. 21 Haziran-Temmuz tarihlerinde Bulgaristan’ın bizim tarafımıza geçmesinden dolayı bu bölgedeki rahatlama ve buradaki kuvvetlerin Çanakkale Cephesi’ne sevki gerçekleşir.
B.Cephede Yapılan Son Hazırlıklar
Tayyarelerin bombardımanı sonucu Maydos’ta verilen 1 şehit, garip ses çıkaran ve kullanılmaması gereken domdom kurşunu sesleri altında Kirte arkasında zeminlik adı verilen toprak altındaki çukurlara ulaşıp dinlenen askerlerimizin ceketlerinin ikinci düğmesindeki kimlik bilgileri, sol aşağı iç kısımda ilk yardım malzemeleri dikilmesi suretiyle son eksiklerinin de tamamlanması anlatılıyor.
Arıburnu’na asker çıkartan düşmana karşı 7,11ve 12 Fırkalar görevlendirilir.
Seddülbahir mıntıkasındaki 5. Ordu Komutanı Veber ve Liman Van Sanders (ordu komutanı) ın tahkimat ve taarruzları istenilen sonucu vermediğinden siperlerin tahkimatı, hayvan ve insanların, top arabalarının geçişine uygun yollar yapılır.
C.Cephede Hayat
Cesetlerin yaydığı koku, uykusuzluk, düşmanın duymaması için kısık sesle konuşma, sigara içme yasağı, kuvvetli adımlarla yürümeme, bitlerle, susuzlukla, sineklerle mücadele, şeker ve uykusuzluk ve mahrumiyet siper hayatından bazı kesitlerdir.İngilizlerin bomba atmadan önce şaşırtmaca amaçlı konserve ve sardalye ve reçel atmaları, askerlerimizin, sigara atmak suretiyle karşılık vermesi, askerlerimizin Kara Kedi adını verdikleri düşmanın yeni silahı kara torpilinin sesinin askerlerimizin kulaklarına verdiği zarar anlatılıyor.
Düşmanın lağımları patlatmasının siperdeki acı etkileri askerlerimizin muhtelif organlarının havaya savurması, Alçıtepe mezarlığımıza isabet eden düşman bombardımanının cenazelerimizi havaya fırlatması anlatılıyor.
Alçıtepe’ye monitörlerden atılan büyük top mermilerinin sesinin askerlerimizde bıraktığı intiba, iki tarafın büyük kayıpları anlatılıyor.
D.Zığındere Çıkarması
6 Ağustos 1915 günü saat 2.00’den sonra başlayan düşman taarruzu, siper taarruzu şeklindeyken süngü hücumuna dönüşür. Askerlerimizin ön hazırlığı, kahramanca mücadelesi sayesinde düşman siperlerimizden çıkmaya mecbur bırakılmıştır.
Cenup grubundaki düşman
Türk Düşman
1.Fırka Hintliler
13 ve 14. Fırka Fransızlar
Siperlerdeki düşman tespitlere göre; 29.İngiliz Fırkası, Esset, Nortumberland, Havpshir, Kumberland alaylarıdır.
E.Savaşın Şiddetlenmesi
Şiddetli mücadeleden dolayı 2 Ağustos 1915 günü ölülerin doldurduğu siperlerde savaşmak durumda kalan Münim ve arkadaşlarının sinir sistemi bozulmaya başlar. Ölen İngiliz komutanın cebinden çıkan muharebe emrinin hiş bir Türk piyadesini hayatta bırakmamayı esas alması, sahra ve obüs topların cehennem ateşi gibi olmasından bahsediliyor.
F..Anafartalar Çıkarması
M.Kemal’in Anafartalar Zaferi’ni kazandığı gün ne tuhaftır ki hava çok güzel ve berraktır.Münim savaş devam ettiği için çok istediği halde Anafartalar’a gidememenin ve oradaki savaşı görememesinin kahramanlıkları yazmasını engellediğini anlatıyor.
BÖLÜM IV. CEPHE GERİSİNDE YAŞANANLAR
Esirlere askerlerimizin yaptığı iyi muamele, yaralılarımızın sahra hastanelerine sevk işlemlerindeki aksaklık, 10 Ağustos günü Arı Burnu ve Anafartalar’daki şiddetli muharebe sesleri cenup bölgesine ulaşmaktadır. İngilizlerin savaşa ara verildiğinde kâğıt ve bezlerden yaptıkları kuklaları oynatmaları ve siperlerin içinden yukarıya doğru sağa-sola dans ettirmelerinin askerlerimizi güldürmesi, İzmir, Aydın hattından cepheye mektup getiren saya şehit askerlerden dolayı duyduğu çaresizlik, savaş öncesi ve savaş sırasındaki Havuzların görünümü, Ağaderesi ve Çamburnu hastanesindeki yaralıların ilaç, sevkiyat ve pansuman yetersizliği, Kuzey ve Güney Cephesini gezmeye gelen Alman gazeteciye yapılan mihmandarlık, İngilizlerin 6-7 Ağustos yenilgilerini Mustafa ve arkadaşlarının anlatımının gazeteciyi mutlu etmesi
BÖLÜM V. SAVAŞ HUKUKUNA AYKIRI UYGULAMALAR
Garip ses çıkaran ve kullanılmaması gereken domdom kurşunu, Çamburnu Hastanesine ve Akbaş yakınlarındaki Yalova köyünde küçük yaralı merkezine yapılan bombardıman, 19 Kasım 1915 Kurban Bayramının 1.günü İngilizlerin bayram olduğunu bildikleri halde inadına yaptıkları top bombardımanı birçok askerimizin zayiatına neden olur.Conkbayırı’ndaki süngü hücumumuzdaki kaybımız 21 zabit, 1200 nefer ölü ve yaralıdır. 400 İngiliz esirinin alındığı bu mücadelelerde düşmanda “Nuvan’’ adlı gemisini kaybetmiştir.
BÖLÜM VI. LAĞIM PATLAMALARI
Hakkı Onbaşının lağım patlatmak isteyen İngilizleri siperlerine kovalamasından dolayı “Bombacı” olarak tanınması, Münim Mustafa ve arkadaşlarının İngilizlere ait lağımları patlatma anını seyretmekten büyük zevk alması, İngilizlerin 3 saat sonra bu harekete tayyare ve kara bombardımanıyla misilleme yapmalarıdır.
BÖLÜM VII. MÜNİM MUSTAFA’NIN CEPHE YAŞAMINDAN KESİTLER
Münim, cephede yaşadığı acı tatlı hatıralar, Çanakkale Zaferinin Türk halkında uyandırdığı etki ve alaka ile tebrik mektuplarından bahsediyor.
Lord Kicner’i gözetlemekle görevlendirilen Münim, 30 Ağustos günü ailesinin gönderdiği kumanyadaki çikolataları yiyen Münim’in iştahı kesildiği için etli bamya ve patlıcan kızartmasını yiyemez.31 Ağustos günü düşmanın Zığındere’yi almak için yaptığı büyük saldırıda Münim de yaralanır. Ayağının ağrısını gidermek için teneke içinde banyo tedavisi uygular.
13 Eylül günü ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için denizaltı tehlikesine rağmen gemiyle İstanbul’a gitmeye karar veren Münim, Akbaş limanından köhne bir kayıkla karşı tarafa Birgos’a geçer.
Denizaltı saldırı tehlikesi altında İstanbul’a gelen Münim, savaşın yıkıcı etkilerini İstanbul’da görür ve şaşırır.
BÖLÜM VIII. CEPHEYİ BOŞALTMA VE İSTANBUL’A GİDİŞ SIRASINDA YAŞANAN DİĞER OLAYLAR
Münim Mustafa’nın da içinde bulunduğu 30 Alay, 93 günlük mücadeleden sonra geri hatlara çekilirken Fransızlardan kalan bombaları boşaltma işini eğlence olarak gören askerlerimiz yaralanır.
Her gün kuru bakla, fasulye yemeğinden bıkan Münim, bombardımanın tahrip ettiği telefon telgraf telleri atının ayağından yaralanmasına neden olur. Havuzlar’da yıkanıp uyuyan Mustafa ve arkadaşları, ölülerin künye tespitinden sonra alay kumandanının askere moral olması için ertesi gün Kilitbahir-Havuzlar arasında Kadirdede denilen yerde verdiği yemekte, sofrada boş kalan şehitlerimizin yerlerine bakarak Zığındere’deki korkunç savaş manzaralarını hatırlar ve sofraya sessizlik hâkim olur.
Havaların soğuması ve susuzluktan Seddülbahir ve Zığındere’de yıkanamayan askerimiz ertesi gün hummalı ateş salgınına yakalanır. Doktorun titizliği, halkın temizlik seferberliği, Anafartalar bölgesinden düşmanın çekildiğine dair General Rüştü Bey’in Münim’e çektiği telgraf, modern silahlara karşı çelik yürekli askerlerimizin savunması, toplam 251.309 kişi olan zayiatımız ve İtilaf ordularının 331.000 kişilik zayiatından bahsediliyor. Şarköy’de 45 günlük moladan 26 Ocak 1916 günü Şehremini’ye ulaştıklarına hala inanamamaktadır.
BÖLÜM IX. KAFKAS CEPHESİ’NE HAREKET İÇİN YAPILAN HAZIRLIKLAR
29 Aralık 1915-12 Ocak 1916 tarihleri arasında Kafkas Cephesi için kış ve savaş hazırlıkları, ailesinin Münim için kıyafet hazırlıkları, Harbiye Nezareti-Beyoğlu-Şehzadebaşı’nda geçen zaman, gazetelerin Kafkas Cephesi’nde Enver Paşa’nın emrindeki 3.Ordunun Sarıkamış’ta uğradığı felaketin haberleri ile geçer.
Ulukuşla-Niğde-Kayseri-Sivas-Erzincan-Bayburt hattındaki Kafkas Cephesine hareket emri nihayet gelir.
SONUÇ
Almanya’nın İngiltere’nin doğudaki sömürgeleriyle bağlantısını kesmek amacıyla 14 Ocak 1915’te taarruz amaçlı açtığı Kanal Cephesi’ne Münim Mustafa ve arkadaşları, Hukuk Mektebi’ni bırakarak hareket etmiştir. Büyük Sahra Çölü’nün imkânsızlıkları içinde cepheye ulaşan Münim, Sultan Reşat’ın cihad-ı ekber ilanına rağmen Arapların İngilizler’in yanında yer alması, çöl koşullarında savaşmanın zorluğu nedeniyle bu cepheden geri çekilmiştir.
Çanakkale’ye gelen Mustafa ve arkadaşları Arıburnu, Seddülbahir ve Zığındere çıkarmalarına hazırlık ve düşmanla mücadelenin yanı sıra bitlerle, susuzlukla, sineklerle, şeker ve sirke ihtiyacı, uykusuzlukla mücadele etmişlerdir.
Boğazın en yüksek noktası olup 302 rakımlı tepe olarak bilinen Kocaçimentepe’yi almayı kendilerine asıl hedef olarak gören düşman kuvvetlerine karşı Anafartalar Grup Kumandanı M.Kemal, 9 Ağustos günü kazandığı büyük başarıyı cenup grubunda da büyük sevinç yaratmıştır.
İngilizlerin Lahey Sözleşmesi’ndeki yasağa rağmen vücutta derin yaralar açıp değdiği yeri felç eden domdom kurşunu, hastanelere yapılan bombardıman, Kurban bayramının 1.günü yapılan top bombardımanı savaş hukukuna aykırı uygulamalar olduğu halde düşman bu kuralları rahatlıkla ihlâl etmiştir.
Zığındere Çıkarması’nda yaralanan Münim 10 günlük iznini kullanırken çektiği meşakkatli yolculuktan sonra geldiği İstanbul’da savaşın olumsuz etkilerini görmüştür.
Aralıkta düşmanın geri çekilmesi sonrası toplam zayiatımız 251.309, İtilaf ordularının zayiatı ise 331.000’dir. 110 gün görev yaptığı Zığındere cephesini tahliye eden Münim, İstanbul’da geçirdiği birkaç günden sonra Kafkas Cephesi’ndeki savaşa hazırlık yapmıştır.
10 Ağustos 2012, 08:35
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tahir AZKIN - 12 yıl önce
çok güzel,sayenizde geçmişimizden ders aliyoruz.
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa - 12 yıl önce
gerçekten çok güzel konulara deginiyorsunuz başarılarınızın devamını dilerim