CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, TBMM Genel Kurulu’nda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesini değerlendirdiği konuşmasında, AKP Hükümetinin kadını toplumun eşit bir bireyi olarak değil, aileyi oluşturan puzzleın bir parçası olarak gördüğünü söyledi. İktidarın, Devlet içindeki mevcut kadın mekanizmaları güçlendirmek yerine, tek tek temizle çabasına girdiğini söyleyen Yüceer, Gezi eylemlerinde Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz’ın mektubunu da kürsüye taşıdı.
CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Genel Kurul’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesini değerlendirdi. Yüceer, şeffaf, her yapılanın, her kuruşun hesabını verebilen, insanların huzur ve refahını artırmayı hedefleyen, vergide adaleti sağlayan, gelir dağılımındaki eşitsizliği giderebilen, bazılarının değil, herkesin haklarını koruyan bir bütçenin meşru ve halkın bütçesi olduğunu, helal bütçe olduğunu söyledi.
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNE İNANMAYAN ZİHNİYETİN SÖZCÜSÜ
Aile Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’i eleştiren Yüceer, 26 kişiden oluşan kabinenin içinde tek kadın olarak kaybolsa da, Bakanlığının adından kadın kelimesi çıkarılsa da kadın-erkek eşitliğine inanan bütün milletvekillerinin, Bakanı kadın sorunlarının çözümüne katkı sunmak istediğine samimiyetle inanarak, erkek egemen kabinenin içinde ayrı bir yere koyduğunu bildirdi. Yüceer, “Millî mücadelede bir kadının söylediği, ‘Kim demiş bir kadın küçük şeydir, belki bir kadın en büyük şeydir’ sözünde olduğu gibi, 24 erkek bakana, Başbakana, partisindeki ve toplumdaki erkek egemen zihniyete rağmen, eşitlik ve özgürlük temelinde verilecek olan hak mücadelesinde sesi olmayanların kadınların sesi, gücü olmayan kadınların gücü olarak tüm mağdur kadınları kucaklayarak bu mücadeleyi verebileceğini umdum. Gönül umduğuna küsermiş ama maalesef, gördük ki kadınlar yerine, eşitliğe inanmayan, kadınların kaç çocuk doğuracağına, kürtajına, sezaryenine karışan, Kadıköy vapurundan inen kadınlara tahammül eden, çocukların aynı okulda okumasından, aynı sıralarda yan yana oturmasından rahatsızlık duyan bir zihniyetin sözcülüğünü yaptı. Maalesef, mağdur kadınları bile benden, senden diye ayırt etti” dedi.
KADINLAR ERKEK EGEMEN ZİHNİYETE KURBAN GİTTİ
Bakan Şahin’in kadınları siyasete ve kendi içindeki, parti içindeki erkek egemen zihniyete kurban ettiğini söyleyen Yüceer, “İşte, bu zihniyetin kadına yönelik yaklaşımları ve gizli ajandası, zaman zaman, iktidar ve onun sözcüleri tarafından âdeta itiraf niteliğinde ifade ediliyor ve siz de maalesef, bunları açıklama çabası içindesiniz. Neymiş efendim, öyle demek istenmemiş, böyle denilmek istenmiş. Aslında, ne denilmek istenildiğini, ne denildiğini biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz” diye konuştu.
KADIN PUZZLE’IN BİR PARÇASI
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, dışında, kadınlara yönelik düzenlemelerin altında çok sayıda düzenlemeye imza atıldığının bir gerçek olduğunu kaydeden Yüceer, asıl gerçeğin, kadın erkek eşitliğine inanmayan bir zihniyetin iktidarda olması ve kadınların birey olarak yok sayılması, kadının adının bile her yerden silinmeye çalışılması olduğunu bildirdi. Yüceer, kadını toplumun eşit bir bireyi olarak değil, aileyi oluşturan puzzleın bir parçası olarak gören AKP Hükûmeti’nin, devlet içindeki mevcut mekanizmaları güçlendirmek yerine, devlet içindeki var olan kadın birimlerini tek tek temizle çabasına girdiğini söyledi.
KADIN SÖZÜ GEÇEN BÜTÜN KURUMLAR KAPATILDI
Yüceer, sözlerine şöyle devam etti: “Toplumsal Yapı ve Kadın İstatistikleri Şubesi AKP iktidarı döneminde kapatılmıştır. Kırsal Kalkınmada Kadın Daire Başkanlığının yerinde yeller esmektedir. 2011 yılında, Kadın ve Aile Bakanlığı kapatılıp Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına dönüştürülmüştür. 2009 yılında, tüm partilerin ortak mutabakatıyla oluşturulan Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu, Başbakanlıkta fırsat eşitliği kelimesi eklenerek gelmiş, bugün de aile ve sosyal politikalar komisyonuna dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Gördüğünüz gibi, kadınlara karşı sorunları çözmek için yasalar yeterli olmuyor, uygulanılması da gerekiyor. Dolayısıyla, kadının kimliğini, eşitliğini bu toplumun bilincine yerleştirmediğimiz sürece istediğimiz kadar yasalar yapalım, istediğimiz kadar önlemler alalım, bu konuda bir arpa boyu yol alamayacağımızı bizatihi yaşayarak görüyoruz. Kadın konusunda çalışmaların eksik kalmasının en büyük sebebi samimiyetsiz politikalar ve kadın erkek eşitliğini biz gerçekten sağlamak istiyorsak, bu konuda güçlü bir politik iradeye ihtiyacımız var ama maalesef, ne bu irade ne bu samimiyet AKP Hükümeti’nde yok. “
SAYIŞTAY’DAN DÖRT SATIRLIK YAZI
Yüceer, demokratik, sosyal bir devletin amacının, bireylerin yasalar önünde olduğu kadar siyasal, toplumsal, ekonomik alanda da eşit ve özgür olmalarını sağlamak olduğunu, dolayısıyla, bütçelerin sadece rakamlardan oluşmadığını, ekonomik, siyasal ve yönetsel belgeler olduğunu, her bir kalemin iktidarın politik hedeflerini gösteren bir siyasi belge olduğunu bildirdi. Yüceer, “Biz, 2014 yılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bütçesini, 17 milyarlık bütçeyi değerlendiremiyoruz, sadece niyet okuyoruz ve bu niyet üzerinden değerlendirmeye çalışıyoruz çünkü Sayıştay raporunda dört satır var. Dört satırda da şunu yazıyor, onun bir cümlesinde: ‘2012 yılına ilişkin mali rapor ve tablolar hakkında görüş bildiremiyorum çünkü denetime sunulan bir tablo, bir belge, bir rapor yok’ deniliyor. Dolayısıyla, biz niyet okuyoruz aslında bugün, şurada. Bu dört satırlık denetim bunu söylüyor” diye konuştu.
BÜTÇEDE KADININ ADI YOK
Bütçede de kadın istihdamının artırılmasına, kadın erkek eşitsizliğinin giderilmesine yönelik bir girişimin olmadığının altını çizen Yüceer, “Kadının sosyal ve ekonomik anlamda güçlenmesine dair bir adım yok. Devlet içinde kadının olduğu kadın sözcüğünün olduğu tek birim olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü de işlevsiz hâle getirilmiş. Bakın, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne bütçeden ayrılan kalem 9 milyon lira, kadın koruma evleri, ilk kabul birimleri ve şönimlere ayrılan para şimdiden 123 milyon lira” ifadelerini kullandı.
ALİ İSMAİL KORKMAZ’IN ANNESİNİN MEKTUBUNU OKUDU
Genel Kurul’da Gezi eylemlerinde Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz’ın mektubunu da okuyan Yüceer, İsmail Korkmaz'ın annesinin: ‘Yavrumun acımasızca öldüresiye dövüldüğünü, nasıl katledildiğini herkes izledi. Sayın Fatma Şahin izlerken hiç mi içi sızlamadı, hiç duygulanmadı mı ki bir kez olsun 'Böyle olsun istemezdik!' demedi, başsağlığı dilemedi! Ama benim yavruma dünyanın her yerinden rahmet okundu. Ben Sayın Fatma Şahin'e, Sayın Bakan Fatma Şahin'e hakkımı helal etmiyorum’ dediğini bildiren Yüceer, “Ben de, kadın Bakan olarak Fatma Şahin'e hakkımı helal etmiyorum” diye konuştu.
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNE İNANMAYAN ZİHNİYETİN SÖZCÜSÜ
Aile Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’i eleştiren Yüceer, 26 kişiden oluşan kabinenin içinde tek kadın olarak kaybolsa da, Bakanlığının adından kadın kelimesi çıkarılsa da kadın-erkek eşitliğine inanan bütün milletvekillerinin, Bakanı kadın sorunlarının çözümüne katkı sunmak istediğine samimiyetle inanarak, erkek egemen kabinenin içinde ayrı bir yere koyduğunu bildirdi. Yüceer, “Millî mücadelede bir kadının söylediği, ‘Kim demiş bir kadın küçük şeydir, belki bir kadın en büyük şeydir’ sözünde olduğu gibi, 24 erkek bakana, Başbakana, partisindeki ve toplumdaki erkek egemen zihniyete rağmen, eşitlik ve özgürlük temelinde verilecek olan hak mücadelesinde sesi olmayanların kadınların sesi, gücü olmayan kadınların gücü olarak tüm mağdur kadınları kucaklayarak bu mücadeleyi verebileceğini umdum. Gönül umduğuna küsermiş ama maalesef, gördük ki kadınlar yerine, eşitliğe inanmayan, kadınların kaç çocuk doğuracağına, kürtajına, sezaryenine karışan, Kadıköy vapurundan inen kadınlara tahammül eden, çocukların aynı okulda okumasından, aynı sıralarda yan yana oturmasından rahatsızlık duyan bir zihniyetin sözcülüğünü yaptı. Maalesef, mağdur kadınları bile benden, senden diye ayırt etti” dedi.
KADINLAR ERKEK EGEMEN ZİHNİYETE KURBAN GİTTİ
Bakan Şahin’in kadınları siyasete ve kendi içindeki, parti içindeki erkek egemen zihniyete kurban ettiğini söyleyen Yüceer, “İşte, bu zihniyetin kadına yönelik yaklaşımları ve gizli ajandası, zaman zaman, iktidar ve onun sözcüleri tarafından âdeta itiraf niteliğinde ifade ediliyor ve siz de maalesef, bunları açıklama çabası içindesiniz. Neymiş efendim, öyle demek istenmemiş, böyle denilmek istenmiş. Aslında, ne denilmek istenildiğini, ne denildiğini biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz” diye konuştu.
KADIN PUZZLE’IN BİR PARÇASI
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, dışında, kadınlara yönelik düzenlemelerin altında çok sayıda düzenlemeye imza atıldığının bir gerçek olduğunu kaydeden Yüceer, asıl gerçeğin, kadın erkek eşitliğine inanmayan bir zihniyetin iktidarda olması ve kadınların birey olarak yok sayılması, kadının adının bile her yerden silinmeye çalışılması olduğunu bildirdi. Yüceer, kadını toplumun eşit bir bireyi olarak değil, aileyi oluşturan puzzleın bir parçası olarak gören AKP Hükûmeti’nin, devlet içindeki mevcut mekanizmaları güçlendirmek yerine, devlet içindeki var olan kadın birimlerini tek tek temizle çabasına girdiğini söyledi.
KADIN SÖZÜ GEÇEN BÜTÜN KURUMLAR KAPATILDI
Yüceer, sözlerine şöyle devam etti: “Toplumsal Yapı ve Kadın İstatistikleri Şubesi AKP iktidarı döneminde kapatılmıştır. Kırsal Kalkınmada Kadın Daire Başkanlığının yerinde yeller esmektedir. 2011 yılında, Kadın ve Aile Bakanlığı kapatılıp Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına dönüştürülmüştür. 2009 yılında, tüm partilerin ortak mutabakatıyla oluşturulan Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu, Başbakanlıkta fırsat eşitliği kelimesi eklenerek gelmiş, bugün de aile ve sosyal politikalar komisyonuna dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Gördüğünüz gibi, kadınlara karşı sorunları çözmek için yasalar yeterli olmuyor, uygulanılması da gerekiyor. Dolayısıyla, kadının kimliğini, eşitliğini bu toplumun bilincine yerleştirmediğimiz sürece istediğimiz kadar yasalar yapalım, istediğimiz kadar önlemler alalım, bu konuda bir arpa boyu yol alamayacağımızı bizatihi yaşayarak görüyoruz. Kadın konusunda çalışmaların eksik kalmasının en büyük sebebi samimiyetsiz politikalar ve kadın erkek eşitliğini biz gerçekten sağlamak istiyorsak, bu konuda güçlü bir politik iradeye ihtiyacımız var ama maalesef, ne bu irade ne bu samimiyet AKP Hükümeti’nde yok. “
SAYIŞTAY’DAN DÖRT SATIRLIK YAZI
Yüceer, demokratik, sosyal bir devletin amacının, bireylerin yasalar önünde olduğu kadar siyasal, toplumsal, ekonomik alanda da eşit ve özgür olmalarını sağlamak olduğunu, dolayısıyla, bütçelerin sadece rakamlardan oluşmadığını, ekonomik, siyasal ve yönetsel belgeler olduğunu, her bir kalemin iktidarın politik hedeflerini gösteren bir siyasi belge olduğunu bildirdi. Yüceer, “Biz, 2014 yılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bütçesini, 17 milyarlık bütçeyi değerlendiremiyoruz, sadece niyet okuyoruz ve bu niyet üzerinden değerlendirmeye çalışıyoruz çünkü Sayıştay raporunda dört satır var. Dört satırda da şunu yazıyor, onun bir cümlesinde: ‘2012 yılına ilişkin mali rapor ve tablolar hakkında görüş bildiremiyorum çünkü denetime sunulan bir tablo, bir belge, bir rapor yok’ deniliyor. Dolayısıyla, biz niyet okuyoruz aslında bugün, şurada. Bu dört satırlık denetim bunu söylüyor” diye konuştu.
BÜTÇEDE KADININ ADI YOK
Bütçede de kadın istihdamının artırılmasına, kadın erkek eşitsizliğinin giderilmesine yönelik bir girişimin olmadığının altını çizen Yüceer, “Kadının sosyal ve ekonomik anlamda güçlenmesine dair bir adım yok. Devlet içinde kadının olduğu kadın sözcüğünün olduğu tek birim olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü de işlevsiz hâle getirilmiş. Bakın, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne bütçeden ayrılan kalem 9 milyon lira, kadın koruma evleri, ilk kabul birimleri ve şönimlere ayrılan para şimdiden 123 milyon lira” ifadelerini kullandı.
ALİ İSMAİL KORKMAZ’IN ANNESİNİN MEKTUBUNU OKUDU
Genel Kurul’da Gezi eylemlerinde Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz’ın mektubunu da okuyan Yüceer, İsmail Korkmaz'ın annesinin: ‘Yavrumun acımasızca öldüresiye dövüldüğünü, nasıl katledildiğini herkes izledi. Sayın Fatma Şahin izlerken hiç mi içi sızlamadı, hiç duygulanmadı mı ki bir kez olsun 'Böyle olsun istemezdik!' demedi, başsağlığı dilemedi! Ama benim yavruma dünyanın her yerinden rahmet okundu. Ben Sayın Fatma Şahin'e, Sayın Bakan Fatma Şahin'e hakkımı helal etmiyorum’ dediğini bildiren Yüceer, “Ben de, kadın Bakan olarak Fatma Şahin'e hakkımı helal etmiyorum” diye konuştu.