CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, hükümetin yanlış dış politikası nedeniyle Türkiye’nin güney sınırının Peşaver’e döndüğünü, Musul’da Türkiye’nin hükümetin büyüttüğü IŞİD canavarının saldırısına uğradığını belirtti.
Hükümetin Musul’da yaşanan olayın sorumluluğundan kaçamayacağını belirten Öztrak, dar bir mezhep penceresinden dış politikasını şekillendiren her an Ortadoğu bataklığına çekilme riski olan Türkiye’nin risk priminin uluslararası finansal piyasalarda yeniden gözden geçirileceği uyarısında bulundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak düzenlediği basın toplantısında ekonomide ve siyasette yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Önce Lice’de Türk bayrağının indirilmesini, ardından Musul’da Türk konsolosluğunun basılmasının ve çalışanlarının rehin alınmasını şiddetle kınadığını ifade eden Öztrak, böyle milli meseleler karşısında birlik ve beraberliğin korunması gerektiğini ifade etti. CHP olarak Türk vatandaşlarının kurtarılması için hükümetin “devlet sorumluluğu içinde” atacağı her adımın destekçisi olacaklarını ifade eden Öztrak, “Bununla beraber, dar ve mezhepçi dünya görüşünü dış politikaya yansıtarak, Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürükleyen AKP hükümetinin, bu yaşananlar karşısında mutlaka siyasi bir sorumluluğu olmalıdır” diye konuştu.
SORUMLULUKTAN KAÇMAYA ÇALIŞIYORLAR
Hükümetin her kriz anında olduğu gibi Musul olayında da sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştığını, Dışişleri Bakanı’nın olayın ardından yaptığı ilk açıklamada, konsolosluğa üç gün önce tahliye talimatı verdiklerini ancak tahliye kararına ilişkin takdiri oradakilere bıraktıklarını söylediğini hatırlatan Öztrak, “Dışişleri Bakanı’nın bu sözleri, ‘Ben talimatı verdim ancak oradaki arkadaşlar konsolosluğu tahliye etmemiş. Sorumlusu konsolos ve orada çalışanlar’ anlamına gelir” dedi.
GÜNEY SINIRIMIZ PEŞAVER’E DÖNDÜ
“Türkiye’nin tüm güney sınırı artık bir Peşaver, bir Afganistan görüntüsü veriyor” diyen Öztrak, AKP’nin politikaları nedeniyle Türkiye’nin güney sınırlarının perfore sınır statüsüne geçtiğini söyledi. Öztrak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümet Ortadoğu’da ulaştırmada karşılaşılan dar boğazları aşmak için muhatap bulamıyor. İhracatçı Mısır limanlarına erişemez hale geldi. Suriye’de durum zaten malum, şimdi de Irak’ın güneyine erişim tamamen koptu. Peki, Türk ihracatçısı Ortadoğu’ya nasıl mal satacak, TIR’larımız bu bölgeye nasıl gidecek? Bunun sorumlusu da Hükümet değil, İskenderun limanı yetkilileri ve TIR şoförleri olur herhalde.”
KAMU GÖREVLİLERİ YAZILI EMİR OLMADAN İŞ YAPMASIN
Dünyanın hiçbir yerinde 12 yıllık bir iktidarın siyasi sorumluluklarından bu derece kaçmadığını kaydeden Öztrak, kamu görevlilerine de seslenerek, “Bunların ipiyle kuyuya inilmez, yazılı emirsiz iş yapmayın üstünüze yıkarlar” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI RİSK PRİMİNİ ARTIRIYOR
Musul’da yaşanan olayların Türkiye ekonomisine etkilerine de değinen Öztrak, hükümetin yanlış dış politikasının artırdığı jeostratejik risklerin, yanlış ekonomi politikalarının yarattığı kırılganlıklarla birleşince tahrip gücü yüksek bir karışım ortaya çıkardığını belirtti. Öztrak, Musul’daki olayın ardından TL’nin dolar karşısında tek bir günde yüzde 1,8 değer yitirdiğini, borsanın ise tek bir günde yüzde 3,25 düştüğünü ifade eden Öztrak, artan risklerin ekonomiye orta ve uzun vadede etkileri olacağını söyledi. Dar bir mezhep penceresinden dış politikasını şekillendiren her an Ortadoğu bataklığına çekilme riski olan Türkiye’nin risk priminin uluslararası finansal piyasalarda yeniden gözden geçirileceğini ifade eden Öztrak, “Sonunda faturası vatandaşa çıkacak risk primindeki bu artışın sorumlusu AKP’nin dış politikası ve Dışişleri Bakanıdır” dedi.
FAİZ LOBİSİ BÜYÜDÜ, BAŞBAKAN ÖVÜNDÜ
Bu hafta açıklanan ekonomik verilere de değinen Öztrak, TÜİK verilerine göre 2014’ün ilk üç ayında Türkiye ekonomisinin yüzde 4,3 büyüdüğünü, bunun memnuniyet verici olduğunu fakat büyümenin yüzde 40’ını Başbakanın faiz lobisi dediği Finans ve Sigorta sektöründen geldiğini vurguladı. Öztrak, “Hükümetin başı büyüme rakamlarını övgüyle karşıladı; emeği geçen herkese de teşekkür etti. büyümeye yaptığı katkı göz önüne alındığında Başbakan’dan en büyük teşekkürü de ‘faiz lobisi’ almış oldu. Faiz lobisinin gerçek patronunun Erdoğan olduğu her geçen gün biraz daha net anlaşılıyor” değerlendirmesinde bulundu.
TÜİK AÇIKLAMA YAPMALI
Büyüme rakamlarındaki ciddi tutarsızlıklara da değinen Öztrak, mali hizmetler ve sigortacılık sektörünün cari fiyatlarla son bir yılda yüzde 4,5 küçülürken, enflasyondan arındırıldığında yüzde 14 reel büyüme görüldüğüne dikkat çekti. Bu hesaba göre vatandaşın yüksekliğinden şikayet ettiği banka ücret ve komisyonlarında önemli bir düşüş yaşanmış olması gerektiğini belirten Öztrak, bu durumun büyüme rakamlarında da ciddi soru işaretleri yarattığını vurguladı. Üretim sürecinde karı azalan, istihdamı kayda değer bir artış göstermeyen bankacılık sektöründe verilerin bu dönemde yüzde 14 büyüme gösterdiğini, aynı şekilde bankacılık sektörünün ekonomideki büyümenin yüzde 40’ını tek başına sağladığını ifade eden Öztrak, “Bu sektörde büyüme yüzde 14 değil yüzde 7 olsa, birinci çeyrekte büyüme yüzde 3.5’ e kadar düşer. Bu tablo GSYH rakamlarının güvenilirliği konusunda haklı kuşkular uyandırmaktadır. TÜİK bu konuda kamuoyuna derhal bir açıklama yapmalıdır” diye konuştu.
DEVLET ÇİFTÇİNİN YANINDA OLMALI
Tarımda yaşanan sıkıntıların bu yılın üçüncü üç ayında milli geliri olumsuz etkileyeceğini belirten Öztrak, Türkiye’de Konya Ovası büyüklüğünde bir tarımsal alanın kışın yaşanan kuraklıktan olumsuz etkilendiğini, kuraklıktan etkilenmeyen ülkenin diğer bölgelerinde yaşanan sel, dolu ve fırtınaların da meyve ve hububat rekoltesini düşüreceğini ifade etti. Öztrak, bu olumsuz tabloya rağmen çiftçiyi bir parça rahatlatabilecek tarım sigortasının, devlet kontrolüne geçtikten sonra işleyişinde, çiftçi aleyhine ciddi bir katılaşma olduğunu söyledi. Öztrak, “Özellikle Tekirdağ ve Trakya’dan bu konuda şikâyetler her geçen gün artmaktadır. Bu sıkıntılı dönemde devleti çiftçinin yanında olmaya çağırıyorum” dedi.
TARLANI SAT MADENCİ OL, DİYOR
20 dönümün altındaki tarlalara getirilen satış yasağını da değerlendiren Öztrak, tarımda etkinlik ve ölçek ekonomisi için toplulaştırmanın önemli olduğunu ancak bunun küçük çiftçiyi tasfiye ederek yapılmaması gerektiğini belirtti. Yapılan düzenlemeyle devletin küçük çiftçiye, “Tarla satarak borcunu kapatacaksan elindeki arazinin tamamını sat, git; çağ dışı ocaklarda madenci ol” dediğini ifade eden Öztrak, şunları söyledi:
“Topraklar bölünmesin istiyorsanız çiftçiye önce kanunda yazan desteği verin. Çiftçinin kullandığı girdilerin fiyatı katlanacak, malı para etmeyecek, destek vermeyeceksin; sonra da borca batırıp elinde ne var ne yoksa sat git diyeceksin. İşte AKP iktidarının adaleti budur. Bayrağa sahip çıkamıyor, yurtdışındaki vatan toprağına, memuruna sahip çıkamıyor, küçük çiftçiye sahip çıkamıyor bu ne biçim iktidar. İktidar olmak muktedir olmayı gerektirir.”
AKLANMAK HEM HAK HEM ÖDEV
Merkez Bankası’ndaki görevden almalara da değinen Öztrak, “Hem görevden almalar hem atamalar, Başkan’ın tasarrufu mu yoksa Başbakan’ın tasarrufu mu?” diye sordu ve iktidarın Merkez Bankası’nın özerkliğinin önemini çok acı bir şekilde anlayacağını söyledi. HSYK’nın yaz kararnamesindeki atamalara da değinen Öztrak, hükümetin muhatabı olduğu yolsuzluk ve rüşvet iddialarının üzerini bürokraside terör estirerek örtemeyeceğini ifade etti ve “İktidarda olanların muhattap oldukları yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak yargı önünde aklanmaları, hem bir hak, hem de bir ödevdir. bu hükümet ve ilgili bakanları adalet önünde bu ödevi er ya da geç yerine getireceklerdir” dedi.
HÜKÜMET BESLEDİĞİ CANAVARIN SALDIRISINA UĞRADI
El-Nusra militanlarına destek sağlanmasıyla ilgili İçişleri eski Bakanı Muammer Güler döneminde çıkarıldığı iddia edilen genelge hakkındaki soruyu yanıtlayan Öztrak, bu konuda pekçok iddia olduğunu, bunların araştırılması gerektiğini belirterek, “Bunu üzerinde çok fazla yorum yapmak zor ama öyle anlaşılıyor ki hükümet kendi beslediği, büyüttüğü canavarın saldırısına maruz kalmıştır” diye konuştu. Bir IŞİD komutanının Türkiye’de tedavi edildiği iddiaları hakkında bir soruyu da yanıtlayan Öztrak, “Yaralıyı tedavi etmek bir insani borçtur. Ama teröristse hemen ardından gerekeni yapmanız lazım. Tedavi edip yeniden oraya insanları öldürmesi için gönderirseniz bu olmaz. Bu kabul edilemez” dedi.