Bankacılık mevzuatında yapılan son düzenlemeyle, bankaların batık krediler nedeniyle devraldığı gayrimenkulleri ‘özsermayesinde’ gösterebileceğini kaydeden Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, “Düzenlemeyle bankaların sermaye yeterlilik oranı olduğundan daha iyi görünecek. Ancak bankaların elinde kalan gayrimenkul stoklarının şişmesinin de önü açılacak.” ifadelerini kullandı
3 YILA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ
Bankaları düzenleyici-denetleyici çerçevede taviz vermenin sonuçlarının daha önce yaşanan krizlerde görüldüğünü ifade eden CHP’li Öztrak, özellikle 1997 Asya Krizi’nin ardından bankaların batık krediler nedeniyle adeta emlakçıya dönüştüğünü hatırlattı. Öztrak, “Daha geçen yıl banka gayrimenkullerinin elde tutulma süresi 3 yıla düşürülmüşken; şimdi bu kuraldan tamamen vazgeçilmesinin sebebi nedir?” diye sordu.
ÖZTRAK’TAN SORU ÖNERGESİ
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bankacılık mevzuatında yapılan son değişiklikleri TBMM gündemine taşıdı. Öztrak’ın Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli tarafından cevaplandırılmak üzere verdiği yazılı soru önergesinde yer alan bilgilere göre Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelikte önemli bir değişiklik yapıldı.
GEÇEN YIL SIKILAŞTIRILDI
CHP’li Öztrak açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Değişiklik öncesinde, bankaların batık krediler nedeniyle devraldıkları taşınmazları 3 yıl içinde elden çıkarmaları; bu sürenin dolmasından sonra bankaların söz konusu gayrimenkulleri net defter değeri üzerinden özsermaye hesabından düşmesi gerekiyordu. Düzenleme bu haliyle bankaları ödenemeyen krediler nedeniyle üzerinde kalan ev, arsa gibi gayrimenkulleri 3 yıl içerisinde satarak nakde çevirmeye zorluyordu. Elde tutma süresi, geçen yıl yapılan değişiklikle 5 yıldan 3 yıla indirilmiş düzenleme daha da sıkılaştırılmıştı.
BU YIL SÜRE SINIRI KALDIRILDI
Fakat 11 Temmuz 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle süre sınırlaması tamamen ortadan kaldırıldı. Böylece, bankaların batık krediler nedeniyle şişen gayrimenkul stoklarını özsermaye olarak tutabilmesinin önü açıldı. Süre sınırının kalkmasıyla bankaların sermaye yeterlilik oranları daha iyi görünecek. Fakat bu durum önemli riskler de içeriyor.
BANKALAR EMLAKÇIYA DÖNER
Asya’da 1997 krizi, Türkiye’de de 2001 krizi bankaları düzenleyici-denetleyici çerçevede taviz vererek ekonomi yönetmenin ağır bedelleri olduğunu gösterdi. 1997 Asya krizinin ardından bankalar batık krediler nedeniyle adeta emlakçı haline dönüşmüştü. Bu dönemde bankaların ellerindeki ciddi gayrimenkul stokları bankacılıktaki sistemik krizi önemli ölçüde büyüttü. Türk bankacılık sektörünün uluslararası standartlarda düzenleyici-denetleyici çerçeve içerisinde faaliyet göstermesini sağlayacak adımlar 2001’den sonra atıldı.
BİR YILDA NE DEĞİŞTİ?
Geçtiğimiz yıl yapılan düzenlemeyle banka gayrimenkullerinin elde tutulma süresi 3 yıl olarak kısaltılmışken; bir yıl aranın ardından bu kuraldan neden tamamen vazgeçilmiştir? Bankacılık gibi güvene dayalı bir sektörde düzenleyici kuralların gevşetilmesi normal midir? Mevcut ekonomik konjonktür böyle bir gevşemeye izin vermekte midir? Kamu ve özel bankalarının tahsil edilemeyen alacakları nedeniyle ellerinde biriken gayrimenkul stoku bankalar ve yıllar itibariyle ne kadardır? Kamu bankalarının sorunlu kredileri yıllar ve bankalar itibariyle ne kadardır? BDDK’nın son düzenlemesi kamu bankalarının sermaye yeterlilik oranlarını, banka bazında ne kadar etkileyecektir?”
Bankaları düzenleyici-denetleyici çerçevede taviz vermenin sonuçlarının daha önce yaşanan krizlerde görüldüğünü ifade eden CHP’li Öztrak, özellikle 1997 Asya Krizi’nin ardından bankaların batık krediler nedeniyle adeta emlakçıya dönüştüğünü hatırlattı. Öztrak, “Daha geçen yıl banka gayrimenkullerinin elde tutulma süresi 3 yıla düşürülmüşken; şimdi bu kuraldan tamamen vazgeçilmesinin sebebi nedir?” diye sordu.
ÖZTRAK’TAN SORU ÖNERGESİ
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, bankacılık mevzuatında yapılan son değişiklikleri TBMM gündemine taşıdı. Öztrak’ın Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli tarafından cevaplandırılmak üzere verdiği yazılı soru önergesinde yer alan bilgilere göre Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelikte önemli bir değişiklik yapıldı.
GEÇEN YIL SIKILAŞTIRILDI
CHP’li Öztrak açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Değişiklik öncesinde, bankaların batık krediler nedeniyle devraldıkları taşınmazları 3 yıl içinde elden çıkarmaları; bu sürenin dolmasından sonra bankaların söz konusu gayrimenkulleri net defter değeri üzerinden özsermaye hesabından düşmesi gerekiyordu. Düzenleme bu haliyle bankaları ödenemeyen krediler nedeniyle üzerinde kalan ev, arsa gibi gayrimenkulleri 3 yıl içerisinde satarak nakde çevirmeye zorluyordu. Elde tutma süresi, geçen yıl yapılan değişiklikle 5 yıldan 3 yıla indirilmiş düzenleme daha da sıkılaştırılmıştı.
BU YIL SÜRE SINIRI KALDIRILDI
Fakat 11 Temmuz 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle süre sınırlaması tamamen ortadan kaldırıldı. Böylece, bankaların batık krediler nedeniyle şişen gayrimenkul stoklarını özsermaye olarak tutabilmesinin önü açıldı. Süre sınırının kalkmasıyla bankaların sermaye yeterlilik oranları daha iyi görünecek. Fakat bu durum önemli riskler de içeriyor.
BANKALAR EMLAKÇIYA DÖNER
Asya’da 1997 krizi, Türkiye’de de 2001 krizi bankaları düzenleyici-denetleyici çerçevede taviz vererek ekonomi yönetmenin ağır bedelleri olduğunu gösterdi. 1997 Asya krizinin ardından bankalar batık krediler nedeniyle adeta emlakçı haline dönüşmüştü. Bu dönemde bankaların ellerindeki ciddi gayrimenkul stokları bankacılıktaki sistemik krizi önemli ölçüde büyüttü. Türk bankacılık sektörünün uluslararası standartlarda düzenleyici-denetleyici çerçeve içerisinde faaliyet göstermesini sağlayacak adımlar 2001’den sonra atıldı.
BİR YILDA NE DEĞİŞTİ?
Geçtiğimiz yıl yapılan düzenlemeyle banka gayrimenkullerinin elde tutulma süresi 3 yıl olarak kısaltılmışken; bir yıl aranın ardından bu kuraldan neden tamamen vazgeçilmiştir? Bankacılık gibi güvene dayalı bir sektörde düzenleyici kuralların gevşetilmesi normal midir? Mevcut ekonomik konjonktür böyle bir gevşemeye izin vermekte midir? Kamu ve özel bankalarının tahsil edilemeyen alacakları nedeniyle ellerinde biriken gayrimenkul stoku bankalar ve yıllar itibariyle ne kadardır? Kamu bankalarının sorunlu kredileri yıllar ve bankalar itibariyle ne kadardır? BDDK’nın son düzenlemesi kamu bankalarının sermaye yeterlilik oranlarını, banka bazında ne kadar etkileyecektir?”